DÜNYADA KARA PARA AKLAMA
DÜNYADA KARA PARA AKLAMA
DÜNYADA VE KARA PARA AKLAMA
Kara para aklama , suçluların yasadışı faaliyetlerinin gelirlerinin yasadışı kaynağını ve sahipliğini gizlemeye çalıştıkları süreçtir. Suçlular, kara para aklama yoluyla, suçlarından elde ettikleri geliri, görünüşte yasal bir kökene sahip fonlara dönüştürmeye çalışırlar. Başarılı olursa, bu süreç suçluların kontrolünü elinde tuttuğu gelirlere meşruiyet kazandırır. Kara para aklama, yerel ya da ulusal düzeyde gerçekleştirilen nispeten basit bir süreç ya da uluslararası finans sistemini kullanan ve çeşitli yargı alanlarında çok sayıda finansal aracıyı içeren oldukça karmaşık bir süreç olabilir. Kara paranın aklanması iki nedenden dolayı gereklidir: Birincisi, fail, cezai gelirlere yol açan suçlarla bağlantılı olmaktan kaçınmalıdır (öncül suçlar); ikincisi, fail, gelirleri yasal kökenmiş gibi kullanabilmelidir. Başka bir deyişle, kara para aklama, finansal varlıkların özgürce kullanılabilmeleri için cezai kökenini gizler.
Kara para aklamanın üç aşaması vardır: yerleştirme, katman oluşturma ve entegrasyon . Yerleştirme aşamasında aklayan, yasal olmayan kârı finansal sisteme sokar. Katmanlama aşamasında, aklayan kişi, kaynaklarından uzaklaşmak için fonların bir dizi dönüşümü veya hareketini gerçekleştirir. Son olarak, entegrasyon aşamasında fonlar meşru ekonomiye yeniden sokulmaktadır.
Kara Para Aklama Mekanizmalar, Yöntemler Ve Araçlar
Sürecin her aşamasında, para aklayıcı , cezai gelirlerin yasadışı doğasını gizlemek için çeşitli mekanizmalar ve parasal araçlar kullanabilir. Yöntemler, lüks eşyaların basit satın alınmasından, çok uluslu bir banka ve diğer finans kurumları ağı aracılığıyla para transferini içeren daha karmaşık tekniklere kadar farklılık gösterir .
Yasadışı gelirleri elden çıkarmak için aklayan, finansal veya finansal olmayan mekanizmalardan, yani (bilerek veya başka şekilde) aklama sürecine katılan kurumlardan faydalanabilir. En sık kullanılan yöntem, esas olarak kara para aklamanın ilk aşamasında bankacılık kurumları aracılığıyla çalışmaktır. Bankaların yanı sıra, yatırılan sermayeye olan yüksek faizler nedeniyle finansal aracılık olmak üzere diğer sektörler de kullanılmaktadır, kiralama (belirli bir süre boyunca mülkün belirli bir kira karşılığında kullanılması veya işgal edilmesi süreci) ve faktoring (uygulama alacak hesaplarının kısa vadeli krediler için teminat olarak kabul edilmesi). Banka havalesi şirketleri ve döviz büroları gibi diğer finans kurumları da genellikle haksız kazançları aklamak için kullanılır. Son olarak, aklayıcılar altın piyasasını kullanır,kumarhaneler ve kumar evleri. Kara para aklama işlemleri için kullanılan araçlar da büyük farklılıklar göstermektedir. Nakit dışında en sık kullanılan araçlar hisse senetleri, hayat sigortası poliçeleri, akreditifler, her türlü banka çeki, banka havaleleri ve değerli metallerdir.
Genel anlamda, küçük ya da dönemsel miktarlardaki yasadışı gelirlerin aklanması, daha büyük miktarların aklanması için kullanılandan daha az karmaşık bir süreç gerektirir. En basit kara para aklama yöntemleri yerel veya ulusal düzeyde kullanılmaktadır. En yaygın olanlardan biri, yasal fonların yasadışı fonlarla karıştırılmasıdır. İkincisi, bir iş cirosunun bir parçası olarak gizlenmiştir ve meşru bir işletmenin hasılatı olduğu iddia edilebilir. Bu, kirli para için neredeyse anında bir açıklama sağlama avantajına sahiptir. Büyük miktarda nakit işleyen restoranlar ve süpermarketler gibi perakende satış noktaları bu amaç için popüler mekanizmalardır.
Çok büyük miktarlarda kirli paranın aklanması gerektiğinde, ciddi uluslararası dolandırıcılık durumunda olduğu gibi , bir yargı yetkisinin bölgesel sınırları çok dar olabilir, özellikle de etkili kara para aklama mevzuatı yürürlükteyse ve kolluk kuvvetleri geniş uzmanlık kazanmışsa ekonomik suçların soruşturulmasında. Bu durumda, suçlular faaliyetlerini yasal çerçevede sunan yargı alanlarına doğru yönlendirme eğilimindedir, bu da karları oluşturan suçla tanınma ve suçlanma riskini en aza indirir. Bu nedenle, bir vergi cenneti veya bir denizaşırı yargı yetkisine çekilebilirler, çünkü bunlar genellikle yüksek düzeyde bir anonimlik sağlayan zayıf yasalara sahiptir veya kara para aklama düzenlemeleri olan veya henüz yürürlüğe girmemiş veya henüz tam olarak uygulanmamıştır ve bu nedenle etkisizdir.
Uluslararası dolandırıcılık vakalarında, kara para aklama sürecindeki ilk aşama genellikle paranın yurtdışına fiziksel olarak taşınmasıdır. Bu, parayı öncül suçun işlendiği yerden uzaklaştırır . Bu amaçla, döviz kaçakçılığı(yani, paranın fiziksel transferi) genellikle etkili olur. Sermayenin sınırlar ötesi dolaşımı üzerindeki kontrollerin olmaması nedeniyle, suçluların yasadışı gelirleri daha elverişli bir komşu ülkeye göndermesi hala kolaydır. Bunu, uçaklar, gemiler veya otomobiller gibi sofistike araçları kullanarak veya sadece parayı bavullarda veya gizli bölmelerde saklayarak yapabilirler. Yurtdışında bir kez karlar finansal sisteme dahil edilir. Aklayıcılar, büyük miktarlarda parayı daha küçük ve daha az fark edilir miktarlara bölmeye karar verebilir ve bunlar daha sonra bir banka hesabına yatırılır. Alternatif olarak, daha sonra başka bir yerde toplanan ve hesaplara yatırılan parasal enstrümanlar (çek, banka havalesi vb.) Satın alabilirler.
Para, öncül suçun işlendiği yerden uzaklaştırıldıktan sonra katmanlama aşaması başlar. Bu, kolluk kuvvetlerinin suçluları tespit etmekte veya aklanan paranın yasadışı kaynağının izini sürmekte zorlanmaları için “kağıt izi” yok etmeyi amaçlayan bir dizi hızlı ve genellikle karmaşık işlemi içerir. Aklayıcılar, yatırım araçları yoluyla yasadışı fonları kanalize etmeye karar verebilir veya dünyanın dört bir yanındaki çeşitli bankalardaki bir dizi hesap aracılığıyla banka havaleleri gerçekleştirebilirler.
Kara para aklama sürecinin son aşamasında, entegrasyon, suçlular parayı geri almaya çalışırlar, genellikle parayı faaliyet gösterdikleri ülkeye geri götürürler ve yasal ekonomiye yatırırlar. Örneğin emlak sektörü bu amaç için kullanılabilir. Gayrimenkule yasadışı gelir yatırımı yapmak, aklama sürecinin son aşamasında yararlıdır, çünkü mülk, suçlulara meşruiyet ve finansal istikrar kisvesi sağlayabilecek bir yatırım şekli sunar.
Kolluk Kuvvetleri ve Gümrükler
Uluslararası düzeyde, hukuka aykırı faaliyetlerin karlarını kontrol etme sorunu, 1980'lerin sonlarında karşı mücadelenin bir parçası olarak gündeme geldi.Uyuşturucu kaçakçılığı o zaman ile 20. yüzyılın sonu arasında, üç uluslararası sözleşme konuyu ele aldı: Birleşmiş Milletler İlk defa uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen gelirlerin aklanmasının özerk bir suç olarak kabul edilebileceğini öngören 1988 tarihli Narkotik İlaçlar ve Psikotrop Maddelerin Yasadışı Ticaretine Karşı Sözleşme ; Avrupa Konseyi Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve 1990 Suç Gelirlerinin Müsadere Sözleşmesi; ve Aralık 2000 tarihli Birleşmiş Milletler Sınıraşan Organize Suçlar Sözleşmesi. Ayrıca,Kara para aklamayla mücadele politikalarının geliştirilmesi ve teşvik edilmesi amacıyla 1989 yılında oluşturulan hükümetler arası bir organ olan Mali Eylem Görev Gücü , 1990 yılında Kırk Tavsiyesini yayınladı.
Daha sonra birçok kez revize edilen tavsiyeler, suç gelecek suça ve meşru ekonomik faaliyetleri etkilemesini amacıyla kullanılmaktadır.
Kara Para Aklama Yöntemleri
Şirinler Yöntemi
Bazı ülkelerin bankacılık sisteminde nakit işlem bildirim sınırı bulunmaktadır.Belirlenen limitin üzerindeki işlemler nakit işlem bildirimi ile ilgili birimlere iletilebilmektedir. Aklayıcılar bu bildirimi eşiğinin altında kalmak amacıyla küçük küçük miktarlarda ve çok sayıda kişi kullanılarak açılan banka hesaplarında para aklamışlardır. Yöntem çok basittir ve mücadeleci kurum açısından kullanılan kişi sayısı sebebiyle mücadele sathını yaymaktadır. Zira aklama yaptırılan kişileri ve aralarındaki ilişkiyi tespit etmek zaman alır.Örneğin, ilgili ülkede nakit işlem bildirim eşiği 10.000 birim olsun. 50 kişi farklı bankalara hesap açtırarak 9.000,00 birim para yatırmak suretiyle günde 450.000,00 birim parayı yasal zemine çekebilmektedirler. İlgili ülkenin kara para aklamayla mücadele eden birimlerinin, hem bildirim eşiği altında kalan tutarı hem de aynı amaç için birleşen 50 farklı kişiyi tespit etmesi en azından zaman alacaktır
Parçalama (Structuring) Yöntemi
Bu yöntem şirinler yöntemine benzetilebilir. Şirinler yönteminde olduğu gibi aklanmaya çalışılan tutar dikkat çekmemek ve bildirim sınırlarının altında kalmak amacıyla bir şekilde parçalanmaya çalışılmaktadır. Şirinler yönteminden farkı ise birden fazla kişiye yerine birden fazla işlem ile tutarın parçalanması amaçlanmaktadır.
Vergi Cennetleri(Off-Shore Merkezler)
Üzerinde uzlaşılan kesin ve net bir tanımı olmayan vergi cennetleri 1998 yılında OECD tarafından hazırlanan “Zararlı Vergi Rekabeti: Yükselen Bir Sorun” adlı raporunda dört temel faktör göz önüne alınarak belirlemektedir,
Çok düşük vergi oranlarının olması ya da hiç verginin olmaması
Etkin bilgi alış verişi eksikliği (kişisel ve finansal bilgilerin korunması)
Şeffaflığın olmaması
Vergi mükellefleri için önemli ya da gerçek bir faaliyetin gerekli olmaması
Bu ülkelerin dikkat çeken bir özelliği ise küçük olan nüfuslarına karşılık ciddi miktarda uluslararası şirket ve finans kuruluşunun olmasıdır. Finansal Gizlilik Endeksi (FSI) 2015 verilerine göre tüm dünyada yaklaşık 21 ila 32 trilyon dolar16 arasındaki finansal varlık oldukça düşük vergi ödenen ya da hiç vergi ödenmeyen vergi cenneti ülkelerde tutuluyor. Bütün bu özellikler vergi cennetlerini adeta bir kara para aklama cennetine dönüştürmüştür.
Tabela Bankaları (Shell Banks) ve Şirketleri
Herhangi bir fiziki varlık göstermeden tamamen sanal ortamlarda faaliyet yürüten bankalara tabela bankaları (Shell Banks) denilmektedir. Bu bankalar, faaliyet gösterdiklerin ülkelerin bankacılık sisteminin hukuki zaaflarından faydalanarak denetimsiz bir ortamda faaliyet yürütürler. Bu da kara para aklamak için uygun bir ortam oluşturur. Ülkemizde bankacılık kanununda değişiklik yapılmak suretiyle artık Tabela bankası kurulması mümkün değildir
Resmi Olmayan Havale Sistemleri - IMTS (Informal Money Transfer Systems)
Bankacılık sistemi kurulmadan önce de var olan IMTS günümüzde kullanılmaya devam etmektedir. Tamamen güvene dayanan bir para transfer sistemidir. Birçok ülkeye yayılmış muhabirlik görevi yapan operatörler sistemin temelini oluşturur. Ülkelerde bulunan operatörlere günümüz bankalarının para transfer işlemlerini yapmaktadırlar ancak mevduat açma kredi kullandırma gibi fonksiyonları bulunmamaktadır.
Sahte veya Yanıltıcı Fatura (Hayali İthalat, İhracat)
Kara para aklamada, ülkemizde 80’li yıllardan günümüze kadar hayli kullanılan bir başka yöntem de sahte ve yanıltıcı fatura ve hayali ihracat-ithalattır. İhracatçı tarafından mallar değerinin çok üstünde gösterilerek ithalatçının ödeyeceği tutar artırılır. Bu şekilde ithalatçı tarafından ihracatçıya ödenen kara para ihracat geliri gösterilerek aklanır
Fonların Fiziken Ülke Dışına Kaçırılması
Bu yöntemde suçtan elde edilen kara para; kazanıldığı ülkeden, denetimin ve hukuki boşluğun olduğu bir başka müsait ülkeye fiziken transfer edilir. Bu fon transfer edildiği, özellikle seçilmiş müsait ülkeden aklanmış olarak çıkarılır.
Değerlendirme
Kara para aklama ciddi bir tehdittir. Teröristler, uyuşturucu kaçakçıları, silah tüccarları ve suç örgütlerine fon sağladığından, finansal sistem ve ulusal güvenlik için yıkıcı sonuçları vardır. Suçlular, yasal varlıklarını cezai gelirlerle sermayeye dönüştürmek için kirli paraya güvenebilirler, bu da yasal ve yasa dışı işletmeler arasındaki rekabeti bozar. Kara para aklamayla mücadele için tedbirler uygulama çabalarına rağmen , uluslararası toplum ve bireysel ülkeler, kara para aklama faaliyetlerinde bu tür tedbirleri modası geçmiş ve etkisiz hale getirebilecek yeni eğilimlerle sürekli olarak karşı karşıya kalmaktadır .Mevzuatın kara para aklamayla etkin bir şekilde mücadele etmek için tek başına yeterli olmadığı açıktır. Kapsamlı ve entegre bir strateji gereklidir. Ana hedeflerden biri, cezai gelirlere el koyarak suçu daha az karlı hale getirmektir. Dahası, uluslararası düzeyde gerçekleştirilen kara para aklama operasyonlarına karşı mücadele için uluslararası yardım gereklidir. Belirli koşullara göre uyarlanmış ikili anlaşmalar, soruşturma ve yargı süreçlerini hızlandırmanın ve zorlukların ve gecikmelerin üstesinden gelmenin en etkili yoludur.