Y Ü K L E N İ Y O R

GÜMRÜKTE TARİHİ MEKANLAR

GÜMRÜKTE TARİHİ MEKANLAR
11 Ocak 2021

GÜMRÜKTE TARİHİ MEKANLAR

GÜMRÜK’TE TARİHİ MEKANLAR

Gümrük bize her zaman Kanun ve Yönetmeliklerle yol göstermez.Gezdiğimiz yerlerde gümrüğe dair tarihi kalıntılar gösterebilir.Çok okuyan mı yoksa çok gezen mi bilir sorusunun cevabı bu yazıda farklı bir şekilde anlatacağım.Ülkemiz 81 ilinde, bu tarihi kalıntıları rast geldikçe araştırma güdüm daha da artıyor ve daha da yazma gayretine gidiyorum. İlk olarak İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan Efes yazıtlarında Gümrük vergileriyle ilgili tarihi kayıtlar, eskiçağlara kadar gitmektedir. Mısır'da, Bizans'da, Roma'da, Çin'de tarih boyunca olduğu gibi tarih öncesi dönemlerde de gümrüklerin olduğuna ilişkin bilgiler vardır. Roma İmparatorluğu'nda her eyalette uygulanabilecek standart bir gümrük kanunu yoktu. Roma Cumhuriyeti Dönemi'nde bu konuda farklı zamanlarda farklı kanunları çıkarılarak uygulanmıştır. Ancak, geçmiş yıllarda Efes'te bulunmuş olan gümrük yasası ile ilgili olduğu anlaşılan Efes Gümrük Yazıtı, bu vergilendirmeyle ilgili olarak önceden bilinenleri gölgede bırakacak kadar ayrıntılı ve önemli bilgiler vermektedir.

Efes gümrük yazıtının içeriği şu şekildedir;

Efes Gümrük Yasası, Küçük Asya'da bugüne kadar ele geçen ilk yazılı gümrük yasası olması bakımından önemlidir. Efes Gümrük Yasası, aynı zamanda Küçük Asya'dan toplanan gümrük vergisinin önemini (statüleri anlaşmalarla belirlenen bağımsız şehirler hariç) ortaya koymaktadır.Roma'ya bağlı diğer memleketlerde (örneğin İtalya'da) gümrük vergisi zaman zaman kaldırılırken, Roma İmparatorluğu'nun Küçük Asya'da bu vergiyi sürekli tutması, bir yandan merkez ile eyaletler arasındaki farkı ortaya koyarken, diğer yandan da Roma'nın Küçük Asya'dan bu vergi yoluyla elde ettiği gelirin değerim ortaya koyması bakımından önemlidir.

Eminönü’ndeki Gümrük Emaneti Binası Ve Gümrük Depoları

İstanbul’da Eminönü meydanını bilmeyen yoktur.Eminönü ile ilgili yaptığım araştırmalara göre Eminönü meydanı aslında gümrük kokan bir meydan.Eminönü adı nereden geliyor sorusuna Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt, adını burada bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alıyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerek iç gerekse dış ticaret açısından İstanbul’un ayrı bir yeri vardır. Kentte deniz yoluyla yapılan ticari faaliyetlerin çekim alanını ise Haliç’in her iki yakası oluşturmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu’nun tüm limanlarından gelen malların gümrük işlemlerinin yapıldığı aynı zamanda Gümrük Emin’inde makamının bulunduğu binanın Eminönü’nde eski deniz surlarının önünde, şimdiki Galata Köprüsü yakınlarında yer aldığı belirtilmektedir. Eminönü isminin de Osmanlı zamanında burada bulunan Gümrük Emin’inden geldiği bilinmektedir.

İzmir Gümrük Binası

İzmir Gümrük Binası Liman ticareti açısından Batı Anadolu’da önemli merkezlerinden olan İzmir’de ticari faaliyetler, 16. yüzyılın son çeyreğinde İran-Halep arasında yürütülen kervan ticaretinin bir kısmının Batı Anadolu’ya kaymasıyla canlanmıştır. Böylelikle İzmir Limanı 16. yüzyılın sonlarından itibaren özellikle pamuk ve pamuklu ürünlerin ihraç edildiği önemli ihraç limanı haline gelmiştir. 1838 yılında imzalanan Balta Limanı Antlaşması’nı takip eden diğer ticaret antlaşmaları, Osmanlı İmparatorluğu’nun ticari hacminin artmasına neden olmuş, özellikle İzmir 19. Yüzyılın ortalarında imparatorluğun toplam ithalatının %20’si ihracatının ise %43’ünün gerçekleştirildiği liman kenti durumuna gelmiştir.16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İzmir’in ticaret yapısındaki canlanma, şüphesiz kentteki ticaret binalarının çoğalmasına yol açmıştır. Gümrük yapıları açısından ele alındığında ise kentte görevli gümrük eminlerinin 1675 tarihine kadar kiralık taş bir evde görev yaptıkları Demir bu tarihte yeni gümrük binasının inşa edildiği kaydedilmektedir.Tüm bu gelişmelerin yanı sıra İzmir’in ticari açıdan kolaylık sağlayacak düzeyde bir rıhtımının olmayışı, 19. yüzyılın ortalarında kentte yeni bir rıhtımın yapılmasını da gündeme taşımıştır. Önce 1862 yılında İzmir Gümrüğün’den mal kaçırılmasının önlenmesi adına bir kordon yapılmasına karar verilmiş, yapılacak kordon için Mimar Yanko keşifte bulunmuş, Ticaret ve Nafia Nezareti birinci sınıf bina halifesi Rıfat Efendi ile Hacı Yani Kalfa inşaatı onaylamıştır. Yapılacak kordon için yürütülen ciddi girişimlere rağmen 1865 yılında kordon yerine rıhtımın yapılmasına karar verilmiştir. Yeni rıhtımın inşaatına ise İngilizlere verilen imtiyaz sonucu 1867 yılında başlamıştır. Fakat daha sonra bu imtiyaz Dussaud kardeşlere geçmiş ve rıhtımın Kışla ile Tuzburnu arasında doldurulan alanı kapsayan ilk kısmı, 1876 yılında tamamlanmıştır Kısmen rıhtım yapımıyla birlikte aşamalı inşa edilen İzmir Gümrük binaları, düz bir hat üzerinde kademeli gelişen bina grubundan oluşmaktadır .Günümüzde restore edilerek alışveriş merkezi olarak işlevlendirilen binaların özgün durumları eski fotoğrafları yardımıyla tanımlanabilmektedir. Söz konusu binaların tamamı kâgir sistemde inşa edilmiştir. Merkezde daha yüksek tutularak vurgulanan binanın iki yanında tek katlı birimler uzanmaktadır.

 

Osmanlı İmparatorluğu ile Almanya Devleti Arasındaki Ticaretle İlgili Gümrük Tarife Defteri

Osmanlı Devleti Almanya ile imzaladığı 1840 ticaret anlaşmasıyla birlikte uygulamaya koyduğu gümrük tarifesini değiştirmek istemiştir. Bu değişimde iki önemli etken dikkat çekmektedir. Birinci etken ürün fiyatlarındaki artış ile alınan gümrük vergisinin azalması olacaktır. İkinci etken ise dünya konjonktüründe ki gelişmelere bağlı olarak kadîm iktisadî anlayışını değiştirme girişimleri olacaktır. Osmanlı Devleti, Almanya ile gümrük tarifesini 20 Mart 1862 ticaret anlaşması sonrası yenilemiştir. Tarife Osmanlı Türkçesi olarak hazırlanmıştır. Latin alfabesine çevirisi yapılırken orijinal ifadelere sadık kalınmıştır.Tarife defterinde üç listede toplam 608 ürün liste halinde verilmiştir. Yine bu listelerde yer alan 130 adet ürün ise rayice bırakılmıştır. Tarifede yer alan Almanya’ya ihraç edilen mallar arasında kurutulmuş gıdalar, palamut, yağlı tohumlar, pamuk ve pamuklu ürünler, yün ve yünlü ürünler, hububat, deri ve boya hammaddeleri dikkat çekmektedir. Almanya’dan ithal edilen ürünler arasında ise pamuklu ve yünlü dokumalar, iplikler, hazır kıyafetler, ayakkabılar, süs eşyaları ve oyuncaklar, kağıt, işlenmiş deri ve çanta, hırdavat, esnaflar için alet ve edevatlar yer almaktadır.

 

Gümrük Çarşısı

Konumu itibariyle yüksek bir dağın güney yamacında boydan boya uzanmış bir şehir olan Mardin dağın eteğindeki dış kalesi ve tepesindeki iç kalesi ile her zaman görkemli ve zengin bir şehir olmuştur. Bu sebeple de sürekli kuşatma ve istilaya maruz kalmıştır. Şehre damgasını vuran Artuklular döneminde parlak günlerini yaşayan şehirde her esnafa uygun onlarca çarşı yapılmıştır.Unkapanı (Han-ı dakîk, zahireciler, bakkallar, savurkapı, mişkin, ayakkabıcılar, sipahiler, haffaflar, kılıççılar, suku’l-kebir, suk-i sultani, kazzazlar, bedesten, dellallar, gümrük, terziler, mesciler, berberler, keçeciler ve koyun pazarı gibi kimi zaman farklı isimlerde birçok çarşı hizmet vermiştir.Bu nedenle de Hacı Sadık Ağa tarafından vakfedilen dükkanlar ise arşiv belgelerinde Gümrük Çarşısı olarak zikredilmiştir. 1970’li yıllarda otogar, ve garaj olarak kullanılan han, 2009 yılında aslına uygun olmayan bir formda restore edilerek ayakta kalmayı başarmıştır. Cumhuriyet döneminde farklı amaçlarda kullanılan yapı günümüzde restoran olarak kullanılmaktadır.Zaman içerisinde han “Gümrük Hanı” olarak anılmaya başlanmış, dükkanlar ise de “Gümrük Çarşısı” olarak tanımlanmıştır.

 

Gaziantep Gümrük Hanı

Gaziantep Kale çevresinde yer alan hanlardan biri olan Gümrük Han, han geçmişte yolcu hanı olarak kullanılmıştır. Yöre insanının tarihsel süreçte uğraşı olan gümüşçülük, bakır işlemeciliği, kilimcilik, yemeni yapımı, sedefkarlık, aba dokumacılığı, kutnu ve alaca dokumacılığı, ahşap oyma ve ağaç işleri, mozaik yapımı, tespih yapımı ve Gaziantepli hanımlar tarafından yapılan Antep İşi El İşlemesi gibi meslekler yok olmaya ya da özel turistik amaçlı ürünler yapılarak kısıtlı alanlara sıkışmışlardır. Şahinbey Belediyesi kaybolmaya yüz tutmuş bu el sanatlarını gelecek nesillere aktarmak, tanıtmak ve bu el sanatları ile uğraşanlara satış merkezi olacak şekilde Tarihi Gümrük Hanı’nı restore ettirmiş ve gelecek nesillere aktarma amacı ile “Yaşayan Müze Tarihi Gümrük Hanı” olarak Uzun Çarşı’daki asırlık binayı hizmete açmıştır.

 

Haydarpaşa Gümrük Binası

İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan Haydarpaşa semti, önceleri mesire yeri olarak ünlenmiş, sonrasında İstanbul’dan Anadolu’ya uzanan demiryolu hattının başlangıç noktası olmasıyla faklı bir kimlik kazanmıştır.Dolgu alan üzerine inşa edilen yeni Haydarpaşa Limanı’nda birbirinden bağımsız silo, depo, gümrük binası, liman polisi, elektrik santrali, rıhtım idaresi, askeri karakol ve bekleme salonu inşa edilmiştir. Kompleks şeklinde eşzamanlı tasarlanan binaların çoğunun mimarı, 1902 yılında Anadolu Demiryolları Şirket-i Osmaniyesi’nde göreve başlayan Emile Faracci’ dir. Özellikle bekleme salonu, gümrük binası, polis karakolu, liman idaresi, askeri karakol binalarının ortak mimari yaklaşımlar sergilemesi, bunların aynı mimarca tasarlandığını düşündürmektedir.

 

Mudanya Gümrük Binası

Bursa, Osmanlı İmparatorluğu döneminde önemli ipek üretim merkezlerinden biridir. 1850’li yıllardan itibaren ise kentte ipekçilik alanında makineleşmenin de başladığı yıllardır. Özellikle 1881de Düyun-u Umumiye İdaresi’nin kurulmasından sonra bölgede ipekçilik tekrar canlılık kazanmıştır. Bu dönemde Bursa’da ticaret Gemlik-Mudanya, Bandırma, Erdek ve Kapıdağ limanları üzerinden yapılmıştır.18 Haziran 1892 tarihinde Mudanya- Bursa demiryolunun hizmete girmesinden sonra Durak Bursa, Ertuğrul, Kütahya ve Afyonkarahisar sancaklarında üretilen ürünlerin yurt içi ve yurt dışına aktarılmasında Mudanya Limanı kullanılmıştır .Mudanya Gümrük Binası, 1849 yılında Fransızlar tarafından inşa edilmiş, 1892 yılında Mudanya-Bursa tren hattının tamamlanmasından sonra Gümrük ve Tren İstasyonu olarak kullanılmıştır .Bina, yakın tarihte restore edilerek otele dönüştürülmüştür.

Gümrük ile ilgili tarihi ve yapısal mekanları bulmamız ve yazmamız meşakkatli olduğunu söyleyebilirim. Kısıtlı ve dar kaynaklarla ele aldığımız bu yazıda ilgili makaleler ve dergilerden araştırma yapmaya gayret ettik.Sizlerde bir gün yukarıda yazdığımız yerlere uğrarsanız bizlerden selam söylemeyi unutmayın esen kalın.