Y Ü K L E N İ Y O R

BALTA LİMANI ANTLAŞMASI ÖNEMİ

BALTA LİMANI ANTLAŞMASI  ÖNEMİ
29 Eylül 2020

BALTA LİMANI ANTLAŞMASI ÖNEMİ

Balta limanı Antlaşmasının Önemi

Bu yazımda Balta Limanı Antlaşmasının ayrıntılarını ve ekonomik buhranlarını siyasal ve ekonomik durumlarını anlatmaya çalışacağım.Yazıma başlarken kuşkusuz, 1838 serbest ticaret anlaşmasını önceleyen en temel gelişme,ilk kez İngiltere’de patlayan sanayi devrimi ve bu devrimin pazar ve hammadde ihtiyaçlarından kaynaklanmıştır. Sanayi devrimi ile birlikte önemli bir iktisadi güce ulaşan İngiltere, 19.yüzyılda dünyanın en büyük üreticisi, en büyük ihracat ve ithalatçısı ve dış yatırımları ile dünyada rakipsiz bir konuma gelmişti.Başka bir anlatımla, Büyük Britanya, 1820’lere gelindiğinde, birinci sanayi devrimini tamamlamış ve Napolyon Savaşları sonunda Fransa’yı yenerek dünya pazarlarında yeni düzenin (Pax Britannica) hegemonik devleti olarak ortaya çıkmıştı.

1838 Serbest Ticaret Anlaşması

Sanayi devrimini gerçekleştirerek kitlesel üretim aşamasına geçen, bunun sonucunda yeni pazar arayışlarına yönelen İngiltere ve diğer Avrupa devletleri ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişki giderek asimetrik, eşitsiz bir güç ilişkisine dönüşmüştü. Bu bağlamda gündeme gelen 1838 serbest ticaret anlaşması 24, Osmanlı Devleti’nin birincil malların üretiminde uzmanlaşmasını öngören yeni uluslararası iş bölümünün giderek kristalize olduğu bir dönemin başlangıcını göstermesi açısından son derece önemlidir. Büyük Britanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik 19. yüzyıl siyaseti iki temel emperyal politika çerçevesinde şekillenmişti. Bunlardan birincisi, Rus ve Fransız yayılmacılığına karşı Osmanlı İmparatorluğu’nun İngiliz ekseninde kalmasını sağlamak, diğeri ise İngiliz mallarının Osmanlı pazarında serbestçe dolaşımını sağlamak ve endüstrinin ihtiyaç duyduğu girdileri herhangi bir sorunla karşılaşmadan temin etmekti . II. Mahmut, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa kapitalizminin siyasi-iktisadi mantığına dâhil olmasını kurumsallaştırılması yolunda atılan ilk adım olarak görülebilecek serbest ticaret anlaşmasını gerçekleştirmek için, 1838 yılında Londra’daki sefirine İngilizlerle bir anlaşma imzalayıp cömertçe ödünler vermesini emretti.

İmzacı Devletler Birleşik Krallık Osmanlı İmparatorluğu

Baltalimanı Ticaret Konvansiyonu, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birleşik Krallık ile İstanbul'un Baltalimanı semtinde, 16 Ağustos 1838 tarihinde imzaladığı ticaret antlaşmasıdır.

Osmanlı İmparatorluğu 1826'dan beri kendi ihtiyaç duyduğu yerli hammaddelerin yabancı tüccarlar tarafından yurtdışına çıkarılmasını önleyen yed-i vahid (tekel) sistemini uygulamaya koymuştu. Bu sistem Büyük Britanya'nın çıkarlarına uygun düşmüyordu ve İngilizler kendilerine Osmanlı topraklarında ayrıcalıklar verilmesi için Osmanlı İmparatorluğu'na baskı yapıyorlardı.

Osmanlı Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyanını bastırmak için İngilizlerden yardım istedi. Bu yardıma karşılık olarak, Büyük Britanya'ya ticari bakımdan büyük ayrıcalıklar veren bir ticaret konvansiyonunu Baltalimanı'nda devlete ait olan yalıda imzaladı. Konvansiyon 8 Ekim 1838'de Kraliçe Viktorya, bir ay sonra da Sultan II. Mahmut tarafından onaylandı.

Bu antlaşmanın bazı maddeleri şunlardır:

Tekel sistemi kaldırıldı. Britanyalılara diledikleri miktarda hammaddeyi satın alma imkânı verildi.

İç ticarete Osmanlı vatandaşlarının yanı sıra Britanyalıların da katılması öngörüldü.

Britanya vatandaşları Osmanlı ürünlerini Osmanlı tebâsından tâcirlerle aynı vergi koşulları altında satın alma hakkına sahip oldular.

Britanyalılarla olan transit ticaretten alınan resmi vergi kaldırıldı.

Büyük Britanya gemileriyle gelen Britanya malları için bir defa gümrük ödendikten sonra, mallar alıcı tarafından nereye götürülürse götürülsün bir daha gümrük ödenmeyecekti.

Yukarıda sıralanan maddelerin sonuncusu, Britanya vatandaşları Osmanlı Devleti sınırları içinde ticaret yaparken Osmanlı vatandaşlarından bile daha az vergi ödeyecekleri anlamına geliyordu. Örneğin Selanik'ten İstanbul'a mal gönderen Müslüman yerli tüccar devlete transit gümrük vergisi ödediği halde Britanyalı tüccar bu vergiden muaf olmuş ve Müslüman tüccarların bir başka Osmanlı şehrine mal göndermesine, ticaret yapmasına yüksek vergilerden dolayı fiilen imkân kalmamıştı.

1838-1841 yıllarında buna benzer antlaşmalar Fransa, İsveç, Norveç, İspanya, Hollanda, Belçika, Danimarka ve Portekiz'le de imzalandı. Bu antlaşmalar kapitülasyon sistemini sağlamlaştırdı, Osmanlı sanayine büyük bir darbe vurdu. Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer devletlere borçlanmasına yol açtı ve mali çöküntüsünü hızlandırdı.

GÜMRÜK MÜŞAVİRİ

ERKAN ATEŞ